Sürdürülebilir iş kurmak kolay değil, öyle her baba yiğidin de harcı değil. Kolay para kazanmak devri artık kapandı. Azıcık sermaye bulan hemen köşeyi dönmek istiyor. İşi resmiyette kurmak çok basit, önemli olan onu sürdürebilmek. Başarı, işletmeyi ölçülebilir, sürekli gelir getiren bir işe dönüştürebilmek. Kolayca kurulan, hesapsız işletmelerin sonları ortada. Caddeler kiralık, devren satılık iş yeri ilanları ile dolu. Çoğu 6 aya varmadan kapıya kilit vuruyor. Neden? Çok basit müşteriyi bulmadan doğru dürüst piyasa, pazar araştırması yapmadan işlerini kuruyorlar da ondan.
Göç yolda düzelir. İşyerini açalım gerisi Allah kerim, inşallah başarırız anlayışı ile bir yere varamıyorlar. Maalesef evdeki hesap çarşıya uymuyor. Kulaktan dolma bilgilerle çevrenin yanlış yönlendirmesiyle, birileri kazanıyorsa bu işten ben de kazanırım mantığı ile sadece sermayenin önemli olduğu inancıyla çok hızlı kurulan işler aynı hızla batıyor. Sporda bile müsabakaya hazırlanan sporcular çok uzun hazırlık devresi geçirmek zorundalar. Sürekli formda kalmak, rakibini iyi tanımak ve her türlü inceliği ve oyunu öğrenmek zorundalar. Ancak belli seviyeye geldiğinde yarışmaya çıkabiliyorlar. Gerekli hazırlığı yapmadıysa yenilgi kesin. İşletme açmak da bundan farklı değil elbette. Her işin bir yolu var. Gözü karartıp rastgele işlere dalmak cesaret değil girişimcilik hiç değil.
Önce bunun eğitimini almak gerekiyor. Biz gerçekte müşteriye ne satıyoruz? Ürünümüzün değer önerisi nedir? Hız, performans, sağlık, fark edilmek, dayanıklılık, uygun fiyat, güven, tazelik mi? Müşteri bizden gerçekte ne istiyor? Bunu iyi belirledik mi? İşin maliyeti nedir? Hangi teknoloji gereklidir? İleride ne gibi masraflar çıkar, işin müşterisi var mı? Bu müşteri sayısı bizim işimizi yürütmeye yeter mi? Biz hangi sorunları çözüyoruz veya ihtiyacı karşılıyoruz? Başkaları bu sorunu nasıl çözüyor, bizim farkımız nedir? Neden bizden satın alsınlar? Rakiplerimize karşı üstün ve zayıf yanlarımız nedir? Tüm bu ve benzeri sorulara doğru cevap vermeden kurulan işletmeler maalesef başarılı olamıyor.
Önceden eğitim almadan ve bir iş modeli ve planı olmadan yapılan girişimler sağlıklı kurulamıyor. Uygulamalı eğitim alıp belli bir iş planı içerisinde hazırlık yapılarak kurulan işletmeler daha uzun süre yaşıyor. Hesapsız kitapsız kurulan işletmelerde sadece işi kuranlar kaybetmiyor, aslında toplum olarak kaybediyoruz. Kapanan işletmelerle sokağa atılan paralar aslında bizim milli servetimiz. Doğru konumlanmadan hatalı yerlere açılan işletmeler yakınlarındaki benzer işletmelere de zarar veriyor, çünkü haksız rekabet yaratıyor, zaten sınırlı olan müşteri bölünerek her iki tarafın da zarar etmesine neden oluyor. Yurt dışında gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarda her yere her işletme açılamıyor. İhtiyaç olunan yerlere belirli bölgelere nüfus ve pazar yapısına uygun yerlere işyeri açma izni veriliyor. Ayrıca eğitim almak ta şart. Benzer uygulamaların ülkemizde de olması dileğimiz.
Kosgeb ve İşkur’un Uygulamalı Girişimcilik eğitim ve destekleri önemli bir eksiği gidermeye çalışıyor. Desteklerin artması ve eğitimlerin yaygınlaşması gerekiyor. Ticaret Sanayi Odaları ve Esnaf Odaları da daha yoğun destek ve eğitim sağlamalı, ruhsat verirken bazı şartlar aramalıdırlar. Bilgi ile kurulan girişimler daha uzun yaşarlar.
- YERALTI CENNETLERİNE YOLCULUK: DİM MAĞARASI - 19/09/2017
- MÜŞTERİYİ OKUMAK - 12/08/2017
- ÖNCE EĞİTİM SONRA GİRİŞİM - 09/06/2016