Yeni nesilleri geleceğe taşımada öğretmen önemlidir.

Öğretmenlik yeryüzünün en eski mesleğidir.

Tarihi gelişim içerisinde hep öğretmen vardır.

Tarihi gelişim içinde bir yığın meslek yok olmasına rağmen,

Öğretmenlik mesleği hep var olmuştur.

Gelecekte de var olacaktır.

Öğretmen toplumun eğitilme ihtiyacını karşılayandır.

Öğretmenliğin toplumda özel bir yeri vardır.

Son 40 yıldır öğretmen davranışları açısından,

Öğretmene duyulan güven, açısından toplumda,

Derin yaralar açılmıştır.

Şimdi hiçbir veli;

Çocuğunu öğretmene “ Eti senin kemiği benim anlayış ile teslim etmez

Öğrencinin gözünde öğretmenin değerinin,

“Verdiği saat ücreti ile orantılı olması üzücüdür”.

Toplumlarda üzerinde öğretmen emeği olmayan hiçbir kişi yoktur.

Onun için kutsal bellenmiştir

Bu meslek.

Eflatun “Gökten Tanrı yere inse, mutlaka öğretmen olurdu”

Lafını boşa söylememiştir.

Atatürk “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir

Ve

Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”

Demiştir.

Yeni nesil ve yeni geleceği öğretmenler şekillendirecektir.

Görevlerini çağdaş ve akli değerlerle yerine getirmeyen toplumların

Öğretmenleri O milletin yok olmasına sebep olurlar.

Herşey eğitimdir.

Eğitimin ordusu da öğretmendir.

Her eğitilmişte öğretmenlik yapamaz.

Öğretmenlik bir San’attir.

Başka mesleklerden eğitilmişlerin öğretmen olarak görevlendirilmeleri,

Siyasi olarak hızlandırılmış eğitimlerle üç ayda öğretmen olarak,

Eğitilip okullarda görevlendirilen kişiler bu mesleğe büyük zararlar vermiştir.

Nitelikli öğretmenlerin yetiştirilememesi,

Ülkemizin kabuğunu bir türlü kıramamasına sebep olmuştur.

Bu kabuğu, muassır medeniyet seviyesine ülkemizi taşıyacağımıza inancım tamdır.

Modern manada ilk öğretmen yetiştiren okul,

Çapa Yüksek Öğretmen Okuludur.

16 Mart 1848

1924 ‘de öğretmenlik mesleği yasa ile tanımlandı.

Atatürk ”Öğretmenler sizin başarınız

Cumhuriyetin başarısı olacaktır” dedi.

Cumhuriyet devrinde Köy Enstitüleri

Öğretmen okulları, iki yıllık dört yıllık

Eğitim Enstitüleri Eğitim Fakülteleri

Yüksek Öğretmen Okulları açılarak

Öğretmen yetiştirmeye devam olunduysa da,

Bugüne kadar öğretmen açığı kapatılamamıştır.

1950’lerde kurtarmaya gittiğimiz Güney Kore

Yaptığı eğitim reformlarıyla teknolojik alanda,

Otomotiv ve elektronik sektörlerinde

Dünyada söz sahibi oldu.

Biz soralım kendimize

Dünyada söz sahibi olduğumuz saha hangisi?

Olumlu bir cevap bulamıyorsak,

Öğretmen yetiştirme metodlarımızda

Bir sıkıntı olduğu mutlaktır.

1982 ‘de 2547 sayılı Yüksek Öğretmen

Kanunu ile öğretmen yetiştirme görevini

Milli Eğitim Bakanlığı YÖK’e devretti.

Bocalama oldu. YÖK’le Milli Eğitim koordinasyon sağlayamadı.

Yapılan gayretler, yeni Eğitim Fakültelerinin kurulması,

Ön görülen öğretmen kalitesinin zedelenmesinden başka bir işe yaramamıştır.

Şuandaki toplumdaki anlayış

1940 yıllarındaki yetişen öğretmene özlemdir,

Bu ne kadar acıdır.

Niteliğe önem vermeden, ihtiyaç fazlası oluşumların,

Öğretmen olarak atanmasına devam edilmektedir.

Bu seviyede 700 bin öğretmen adayı

Atanmayı beklemektedir.

Yani Türkiye’mizde alelacele yetişmemiş öğretmenler,

Yetişmiş gibi işlem görmektedir.

Bu anlayış Türk milletinin geleceğini katletmektedir.

İyi yetişmemiş öğretmenlere geleceğini teslim eden bir millet,

Muassur medeniyet seviyesine ulaşamaz”.

Ülkemizin geleceği için,

Yeni nesli yetiştirecek öğretmenlerin kaliteli olması lazımdır.

Tüm öğretmenlerimiz iyi yetişmeli ki,

Velilerimiz,

İyi öğretmen, iyi okul aramamalıdır.

Eğitimin kalitesi, iyi öğretmenle artar.

Öğretmenin,

Bilim anlayışı yüksek olmalı

Akla önem vermeli,

Çağdaş, demokrat, üretken, ekip çalışmasına önem veren,

Değişen şartlara uyumlu olmalı.

Eğitim teknolojilerini uygun şekilde kullanabilmeli,

Öğrenmeyi öğretmiş olmalı.

Mesleğe adanmışlık duygusunu yaşamalı,

Özgüveni yüksek, Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş olmalı,

Öğrencilerinin iyi yetişmelerini,

Ülke çıkarı olarak algılamalı,

Tarih bilinci gelişmiş olmalı,

Üretken, yaratıcı, problem çözen demokratik bireyler yetiştirmek.

Yapılanmacı öğretim anlayışıdır

Bu.

Eskiden davranışçı öğrenme vardı.

Hal ve gidişi iyi olacak öğrencinin

Boyun bükücü itaat edici kul,

Yapılanmacı metodla öğretmen

öğrencinin bilgi, beceri ve deneyimlerine dayalı yeni şeyler üretmesini hedefler.

Öğrenenler,

Öğretmenin rehberliğinde,

Yaparak, yaşayarak bilgiye kendileri ulaşır.

900 yıllık medrese eğitimi anlayışındaki dayatmacı öğretmenin,

Yumruk ve not ile korkuttuğu, öğrenen algısından,

Öğretmen hala kurtulamamış

Eğitimde öğretim demokratlaşamamıştır.

Bu noktada öğretmen yetiştiren kurumların eksikliği söz konusudur.

Eğitim veren öğretmenlerin pedagojik bilgileri,

Öğrencilere problem çözme becerilerini kazandıracak güçte değildir.

Öğrencilerimize;

Yaratıcılık, sorgulayıcılık,

Problem çözme, kimlik ve kişilik geliştirme

Becerilerini kazandıramıyorsa eğitim sistemi,

O Eğitim,

Dünyevi ve çağdaş değildir.

Anaokullarındaki çocuğa,

Öbür dünyanın gizemi ve

Korkutuculuğu hakkında

Hayali şeyler anlatan;

Bir yapıya müsaade eden

Siyasi anlayışların,

Uzun hedeflerde varacağı nokta

Karanlıktır, hüsrandır.

Görünenden görünmeyene,

Yaşanandan yaşanmayana

Gerçekten hayale doğru geliştirilmelidir eğitim ve öğretim

Çocuklarımızın beyin yapısı hazırlanan müfredatlar güzel olsa da,

Ne yazık ki uygulamada keyfilikler gözlenebiliyor.

Ne yazık ki,

Cumhuriyet idealinin kurduğu eğitim kurumları

1945’lerden sonra darbelendi.

Yok edildi.

Şuanda da öğretmen eğitiminde,

Kaliteyi artıramadığımız gibi

Aksine düşüyor.

Gelişmiş ülkelerdeki öğretmen yetiştirme seviyesini yakalayamadık.

Fransa’ daki öğretmen akademileri

Benim hayalimdir.

Az gelişmiş beyinlerle uygulanabilir mi?

Bilmem.

Köy Enstitüleri gibi öğrenci seçilerek alınır.

Maaşları yüksektir.

Eğitim bakanlığına bağlıdır.

Bizde hemen siyasallaşır.

Siyasi kadroların arka bahçesi haline gelebilir.

Her güzel şeyi sulandırma becerisine sahip bir milletiz

Ne yazık ki?

2010 yılında orta öğretime öğretmen yetiştiren

“Tezsiz mastır” programlarının kapatılması,

Niteliksiz, pedagoji formasyonu yetersiz öğretmenlerin atanması

İle geleceğe yön veren çocuklarımızın beyinleri planlanmaktadır.

Türk eğitim tarihi,

Türk eğitim felsefe ve sosyolojisini bilmeyen,

Pratik bilgisi hiç olmayan

Teorik bilgisi yetersiz öğretmen yetiştirir hale gelmiştir

Türk eğitim sistemi, 2010 yılından sonra…

  1. Milli eğitim şurası kararlarıyla

Önümüzdeki yıllarda

Bir de Osmanlıca dayatması ile

Karşı karşıya kalacağız.

Bir gecede cahil olmuşuz.

Mezar taşlarını okuyabilmeliymişiz.

Üç bin yıllık Göktürk Kitabelerini,

Nakşeden Türk alfabesi,

Arap harflerine dönüşürken,

Senin zihniyetin bu kadar

Tepki verdi mi?

Milli direnç gösterdi mi?

Bir bakıver

Tarih denilen

Eski

Zamana…

Muharrem Yellice
Latest posts by Muharrem Yellice (see all)
Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. * Zorunlu alanlar

*

formu temizleGönder